5.08.2007

DİKKAT !

Arkadaşlar dikkat kovanlardan çaktırmadan 1 veya 2 çıta bal çalanlar var fark edilmesin diye az çalıyorlar tabi bizde yedik ya sanki anlaşılmaz benden daha çalmadılar ama komşumdan az az çalıyorlar fark etmiş bana söyledi sizlerde tedbirinizi alın. Utanmazlar çalıp çocuklarına götürüp yedirecekler veya satacaklar her ikiside haram ne şifa görürler nede o paranın hayrını görürler ALLAH akıl fikir versin ne diyelim.

4.08.2007

ARI GÖTÜREN

Dikkatimi çekti birkaç kez oldu takip ettim resmen benim askerleri götürüyorlar ırakta bile bu kadar asker gitmemiştir ne bu be kırlangıçlar örümcekler arıkuşları vs sanki onlara üretiyoruz.



ANA ÜRETİMİ

Millet anaları üretti ben daha yeni üretmeye başladım bakalım kaç tane üretebile cem kalitesi önemli değil çünkü elimdeki analar zaten yaşlı çıkacak analar yaşlıya göre daha verimli olacağına inanıyorum ilkbaharda yine değiştiririm hepsini kaliteli yaparım biraz geç kaldım yapacak bir şey yok.
Birkaç tane tutmuş gözüküyor bakalım şansıma.

27.07.2007

MUM

Safmı saf katkısız zahmetsiz seneye lazım olacak petek parası çıksın aldıklarımız malum herkesin bildiği gibi nekadar safsa
Ne demişler damlaya damlaya göl olur elime geçen mum kırıntıları ve çıtalardan çıkan havalarında sıcak gitmesi işi dahada kolaylaştırdı basit her arılıkta olması gereken bence.


ÇIRAK

Çok meraklı bende şimdiden yetiştirmeye başlayayım dedim ilerde prof olsun zaten genlerinde var beklide kitap yazar babasını geçer eee ne demişler ağaç yaşken eğilir.

18.07.2007

ARI BAKANI

Arı bakanımız denetimlerini sürdürüyor benimkiler yetmez gibi komşum İbrahim ağabeyininkileri de denetledi sonuçları sonra gönderirim dedi hayırlısı diyelim.
Denetimler son sürat devam ediyor arı bakanı olmak kolay değil.


Sağ olsun Ahmet ağabeyin karniol lardan da iki sandık hediye etti hemde hazır yumurtlamışlar ne kadar teşekkür etsem azdır İNŞALLAH ALLAH gönlüne göre verir her şeyi zor bulunan dostlardan.


KARA KOVAN


Buyurun kara kovan balına doğal petekte ana takibi arıların durumu her şey mükemmel sezon sonunda da balını almak düşününki içi boş sandık veya kütük her ikiside kapalı ne anayı nede arıları görebiliriz müdahalesi çok zor Somali tipi bir sandıkta her türlü rahatlık var tavsiye ederim.

30.06.2007

PETEK YAPIŞTIRMA

Kılavuz petek yapıştırmak için çok önemli bence sizde yaparsanız petek takma çok basitleşir 12volt veya 24volt olması önemli değil aynı işi yapar ben kullanıyorum çok memnunum .


Tek yapmanız gereken çıtanın üzerindeki telin iki ucuna deydirmek.

GENÇ ANA

Genç ana farkı yüksek verim alabilmek için genç ana ile çalışmak şart.



Daha çok yavru üretin daha çok .

10.06.2007

OĞUL ÇEKME

Melisa yağını şişenin içindeki süngere damlattım birazda su ekledim eee o kadar bol nerden bula caz şişesi pahalı şişenin içindeki koku şişenin altına bıçakla az bişey açtım kokuyu alttan veriyor oğul varsa bu kokuya dayanamaz yanına da eski petek mum kokusu verdimi tamam yakınına bir yere kapan sandık gel dimi yer arayacak buyurun yeni evinize kiralık değil tapulu oğullara kapımız açık buyursun gelsinler.

YAKINDAKİ ÇİÇEKLER

Arılar ismini bilmediğim çiçekleri çok seviyor arılığın yanında çok var uzağa gitmeye gerek yok kalpazan alışmasınlar da .






13.05.2007

OĞUL ÇIKTI AMA

Bu gün sepetimizden oğul çıktı ama geriye döndü ben sandım ana çıkmadı meğerse ana çıkmış ama kanatları çok yıpranık diye uzağa uçamamış sepetin altına girmiş bende anayı aldım arıları sepete iade ettim 2 inci oğul hem genç ana ile çıkar birazda kalabalık çıkar.


Davetsiz misafir ışırtılarından her zaman ürperecene bende kökten hallettim.

30.04.2007

İLK OĞUL ÇIKTI

İlk oğlumuz 29 Nisan 07 tarihinde çıktı devamı gelecek İNŞALLAH yeni yerine kısa sürede adapte oldu fotolayamadım makine yanımda yoktu belki bir daha ki sefere fotolarım unutmadan sandık Somali sistemi kısaca sandık sepet.

28.04.2007

YENİ SANDIKLAR TAMAM

Napalım herkes bir şeylerle uğraşıyor kimi sandık kimi ana üretimi bundan sonraki hedef ana üretimi.

Biraz yerini yadırgadılar renkten dolayı bundan daha güzel yer bulursalar bende taşınayım.
Sağ olsun murat abi standart ölçüleride verdi daha ne isteyelim.

Boyası çok güzel oldu dış cephe boyası ile boyadım görünüş olarak güzel gözüküyor sağlamlık olarak görecez tabi zamanla.


Dip tahtasında biraz değişiklik yaptım biraz kalın geldi ama bir dağa yapacağım sandıklarda düzeltecem bunlarda tecrübe edindim bunlarda oldu ama daha iyisi olurmuş.



15.04.2007

DÜKKANI AÇTIM

Dükkanı açtım artık havalarda ısınmaya başladı arıcılık sezonuda açıldı bende sezonu açayım dedim küçük ama idare eder geçen sene 13 tane sandık yaptım burda marangoz değilim ama marangoz gibi yaparım çünkü çok marangoz ölçüleri kafasına göre yapıyor kendime çalıştığım için özen gösteririm tse ölçülerine uyarım zaman önemli değil şu an yeni sandıkların kapaklarını yapıyorum yakında hizmete girecekler.



YENİ SANDIKLAR

Murat abiler yaparda ben yapamazmıyım valla ne yalan söyleyim özendim sandık yapmaya karar verdim bakalım nasıl olacak bakmayın öyle göründüğüne tse ölçülerinde.


Sepettende vazgeçemem bizim buralarda üç beş tane olacak arılıkta hiç olmadan olmaz.
Sandıkların talaşlarını temizlemeden olmaz boyaya girecekler.

25.03.2007

BAL ARILARINDA EK BESLEME

BAL ARILARINDA EK BESLEME
Beslemenin Önemi
Hayvancılığın diğer dallarında olduğu gibi arı yetiştiriciliğinde de bal arısı ( Apis Melifera-L ) kolonilerinin ek beslemesi büyük önem taşımaktadır. Kolonilerde daha yüksek verim alınabilmesi için; Arıların gereksinim duyduğu besin maddelerinin sağlanması gereklidir.
Ergin bal arılarının temel enerji kaynağı karbonhidratlar/ yani şekerlerdir. Arılar ihtiyaçları olan karbonhidratları, balözü(nektar)ve bal çiçeği(salgı balı) kaynaklarından sağlarlar. Yiyecek kaynaklarının miktarı ve3 kalite yönünden yetersiz olduğu zamanlarda koloniler,pancar veya kamış şekeri, sukrozla yemlenirler. Ergin arılar hayatlarını,sadece karbonhidrat tüketerek sürdürebilirler.
Ancak larvalar ve gelişme çağındaki arıların büyümesi, dokuların kasların ve salgı organlarının gelişebilmesi içlin mutlaka polene ihtiyaçları vardır. Polen ; Protein 'ce zengin bir besin maddesi olup arıların protein,vitamin,yağ ve mineral madde ihtiyaçlarını karşılayan doğal bir gıda maddesidir. Kovan içerisinde ne kadar bal olursa olsun polen bulunmadığı sürece yavru üretimi ve buna bağlı olarak koloninin gelişmesi tamamen durur. Buna karşılık petek gözlerinde ne kadar polen olursa olsun eğer kovanda bal yok ise , dışardan nektar akışı yok ise veya koloni beslenemiyorsa ciddi problemler yaşanacaktır.
Dünyada ve Türkiye'de arının besin maddesi ihtiyaçları ve kolonilerde beslemenin önemi konularında çok çeşitli araştırmalar yapılmıştır. İlk araştırmaları; " Haydak " ( 1934 ) ve "Mauriziol" (1954)bal arılarında kasların,salgı bezlerinin ve diğer dokuların gelişmesi için polen tüketimine ihtiyaç olduğu,ergin hale gelen bir işçi arının %13'ünün, 5 günlük bir işçi arının ise %15.5'nin protein den oluştuğu ergin arının harcadığı polenin ise 145 mgr. olarak ispatlamışlardır.
Koloni Besleme
Kolonileri beslemenin 2 ana nedeni vardır.
1.Arıların gıda yetersizliğinden ölmelerini önlemek.
2.Ana arının yumurtlaması için gerekli uyarı teşviki yapmaktır.
Ayrıca;
a) İlkbaharın geç geldiği veya nektar akımı süresince uçuş yapamadıkları kötü hava şartlarında arıların ihtiyacını karşılamak.
b) Kıtlık dönemlerinde veya nektar akımının zayıf ve yetersiz olduğu dönemlerde.
c) Yeni alınmış doğal oğulların yiyecek ihtiyaçlarını karşılamak için .
d) Zayıf ve anasız kolonilerin birleştirilmesi ve ana arı yetiştirme gibi tekniklerin uygulanmasında.
e) Arıların kendi yiyeceklerini depolayamadıkları veya kış yiyeceklerinin yetersiz olduğu yıllarda
f) Çeşitli tarımsal ürünlerin döllenmelerinde kullanılan, dolayısıyla fazla nektar ve polen toplamayan kolonilerin yiyecek ihtiyaçlarını karşılamak için
g) Tarımsal mücadele alanlarında kullanılan zehirli ilaçların doğuracağı arı kayıplarını ortadan kaldırmak veya dengelemek.
h) Kolonilerde hastalıklar ile mücadele ilaçların kolayca uygulanabilir olmasının,beslemede önemi kaçınılmazdır.
KATI ARI YEMLERİ VE KOLONİ İLİŞKİLERİ
Polen, Polen Yerine Kullanılan Maddeler Ve Koloni Gelişimi Üzerine Etkisi
Polen yerine kullanılan maddeler, arıların ihtiyaçları olan bütün önemli besin maddelerini sağlamalarına rağmen,arıların çiçek tozu (polen)yemlerini ve larva gıdası salgılamalarını teşvik eden özel kimyasal maddeleri içermezler. Ancak, birçok durumlarda arılar,kullanılan bu maddeleri hızlı bir şekilde tüketirler. Bunun neden böyle olduğunu anlayabilmek için, polen yerine kullanılan maddenin tüketimi, polenin bulunup bulunmaması ve yavru yetiştirme arasındaki temel ilişkilerin neler olduğunu bilmek gerekir.
Kolonide Yavru Yetiştirme İçin İlk Uyarı Şekerin Alınmasıyla Başlar.
Koloninin şeker alıp tüketime başlamasıyla,ana arıda yumurtlama arzusu yaratan, kolonide yavru yetiştirme faaliyetinin başlaması ve devamını sağlayan ilk uyarı meydana getirilmiş olur. Bu uyarı, arılar bir bal özü kaynağı buldukları zaman doğal olarak,koloni şeker şurubuyla beslendiği zamanda yapay olarak meydana getirilmiş olur.
Şeker şurubu verilmek suretiyle ilk uyarı yapılmış olur. Şeker şurubu verilmek suretiyle meydana getirilen uyarının nasıl oluştuğu hakkında detaylı bilgiler bulunamamıştır. Ancak,bu olayın bal arılarında, koloninin varlığı koruma ve nesli devam ettirme gibi "koruyucular sistemi" ve ayrıca biyolojik mekanizmaları da içine alan bir davranış deseni olduğu kabul edilmektedir. Bu "koruyucular"koloniye herhangi bir yarar sağlamayan veya koloniye zararlı olan faaliyetlerde,koloninin enerji kaynaklarını boşuna harcama imkanını azalmada rol oynarlar.
Bu bilginin uygulamadaki sonucu şudur; Şeker almayan ve tüketmeyen yavru yetiştirme uyarısının başlaması ve devamı için kolonide sadece polenin ve polen yerine kullanılan maddelerin bulunması yeterli değildir
İkinci pratik sonuç da; yavru yetiştirmeyi teşvik etmek için, polen yerine başka maddeler kullanmaya karar veren arıcılar, aynı zamanda kolonilerine şeker kaynağı da temin etmek zorundadır.
Polenden Mahrum Normal Kolonilere, Yalnız Polen Yerine Kullanılan Maddelerin Verilmesi, Kolonide Yavru Yetiştirmenin Başlamasını Ve Sürdürülmesini Sağlayamaz.
Koloninin şeker tüketimine bir cevap olarak ana yumurtlamaya başladığı zaman, kovanda çiçek tozunun varlığı sayesinde, normal yavru faaliyeti de başlatılarak sürdürülür. Bununla beraber, eğer kolonilerde polen yoksa, sadece polen yerine kullanılan maddelerin verilmesi, arıların yavru yetiştirme faaliyetine başlayıp ve yavru yetiştirmeyi sürdürmelerine yeterli olmaz. Gerçekten böyle durumlarda arılar, herhangi bir kuru madde karışımına, ölçülebilir bir miktarda tüketemezler. Yumurtalardan larvalar çıksalar bile, çıkan larvalar beslenemeyeceklerinden, yumurtadan çıktıktan kısa bir süre sonra açlıktan ölürler.
Kullanılan yeme, %10-20 düzeyinde polen ilavesi, yemi arılar için cazip getirerek tüketimini kolaylaştırır. Arılar bu tip yemi kolayca tüketirler. Çünkü polen ilavesi katı yemde bulunmayan özel uyarıcı maddeleri sağlayarak arıları cezbeder. Yemdeki bu değişiklik sayesinde hemen durum değişir. Yemin tüketimi hızlanır. Ana arının yumurtlama oranı normal düzeyine ulaşır. Kısa zaman içerisinde kolonide larva, pupa ve her yaşta yavrular görülmeye başlar.
Arılara çiçek tozu pastası verildiğinde de aynı sonuç meydana gelir. Arılar polen pastasını tüketerek larva gıdası salgılamaya başlarlar. Larva gıdası genç işçi arılar tarafından meydana getirilir. Salgıladıkları yavru gıdasında bulunması şart olan besin maddelerine olan ihtiyaçları gittikçe artarak salgılama işine devam ederler. Bu tip maddelere karşı büyük bir tüketim arzusu başlar. Arılar bundan sonra tükettikleri gıda maddelerini seçmede daha titizlik gösterirler . Kimi çiçek tozlarına göre,gittikçe bir arzuyla katı maddeleri tüketerek yavruları beslerler.
Açıklanan bu hususların uygulamadaki pratik sonuçlarını kısaca şu şekilde özetleyebiliriz. a-Yavru bulunmayan kolonilerdeki arılar,çiçek tozu yerine kullanılan maddeleri yemezler. Gerçekten,arıların kabul edebildiği bir katı yemin arılar tarafından tüketilmemesi, genellikle koloninin yavrusuz olduğunun bir işaretidir.
Herhangi Bir Kolonideki Yavru Yetiştirme Oranı, Yıl Boyunca Kovan İçerisinde Bulunan Polen Miktarına Bağlı Olarak Değişir.
Bu durum, daha önce açıklanan bilgilerin mantıki bir sonucudur. Çünkü, çiçek tozu, besleyici arıların yemlenme ve yavru yetiştirmeleri ile ilgili özel uyarıları meydana getiren kimyasal maddelerin tek kaynağıdır. Bu durum aynı zamanda,polen yerine kullanılan maddelerin arı beslenmesinde kullanılışının gerçek nedenini de açıklığa kavuşturmaktadır. Polen yerine kullanılan katı yemler, bal arıları için şart olan besin maddeleri yerine kullanılan bir kaynaktır. Bunun için, yalnız polen yerine kullanılan maddeler olarak kabul edilmeleri gerekir. Bu ifadeden katı yem maddelerin tam olarak polenin yerini tutmadıkları için bu besin maddelerinin değersiz olduğu anlamı çıkarılmamalıdır. Bu maddeler, normal kolonilerde,polenin bulunmadığı durumlarda,yavru yetiştirme konusunda arları uyarmazlar,uyarıcı etkileri yoktur. Fakat polenin kıt olduğu zamanlarda katı yemlerin kullanılması, diğer durumlara göre,koloninin çok daha yüksek düzeyde yavru yetiştirmelerini sürdürme imkanı sağlar.
Polen Yerine Kullanılan Maddelerin Tüketilme Oranı, Yetiştirilen Yavru Miktarına Bağlı Olarak Değişir.
Bu ifade aynı şekilde polen içinde geçerlidir. Çünkü,polen ve polen yerine kullanılan maddelerin her ikisi de arılar tarafından yavru yetiştirmek için tüketilir. Besleyici arılar tarafından salgılanan yavru gıdası miktarı,beslenecek yavru sayısına bağlı olarak değişir. Bunu da arıların ihtiyaçları izler. Çünkü larva gıdası içerisinde salgılanan besin maddeleri beslenecek yavru gıdası ile ilgili olarak değişir. Bunun için, polen ve polen yerine kullanılan maddelerin her ikisinin de tüketime oranı yavru yetiştirme oranına bağlı olarak değişir.
Polen Yerine Kullanılan Maddelerin Tüketilme Oranı, Yavrulu Alanın Konumuna Bağlı Olarak, Kovan İçerisindeki Yerine Göre Değişir.
Arıların çiçek tozu içerisinde bulunan özel uçucu kimyasal maddelere ilk cevapları; ihtiyaçları olan gıda maddelerini bulmak için, gömeç üzerinde şuraya buraya açık bir şekilde hareket ederek, " arama hareketi" yapmalarıdır. Gıda maddesinin yerini tespit ettikleri zaman, içindeki şekerler, su ve amino asitler gibi maddeler yemi yemelerini teşvik eder.
Polen yerine kullanılan maddeler, arılarda, " araştırma davranışını" meydana getiren bu uçucu kimyasal maddeleri içermezler. Bunun yanında, diğer besin maddelerine bolca sahiptirler. Arıların bu maddeleri bir rastlantı sonucu bulmaları, yemelerini teşvik eder. Bunun için, polen yerine kullanılan hamur şeklindeki yemler, kovan içinde, besleyici arıların yoğun şekilde bulunduğu ve sürekli gezindikleri gömeçlerin bulunduğu ve kolaylıkla bulunabilecekleri bir yere konulmalıdır.
Besleyici arılar normal olarak yavrulu gömeçler üzerinden fazla uzaklaşmazlar. Besleyici arıların büyük bir bölümü, " istirahat devrelerini " bu gömeçlerin üst kısımlarında geçirirler. Bunun için, katı yemler doğrudan doğruya arı salkımının bulunduğu çerçevelerin ortasında,çerçevelerin üst çıtası üzerine yerleştirilmesi, en uygun yerleştirme şeklidir (Teknik Tavukçuluk Dergisi - 1987, Sayı 57 )
EK BESLENME METERYALLERİ
Beslenme materyalleri; bal, polen, yağsız süttozu, yağsız soya unu, su, pudra şekeridir . Bu materyallerin yapımı için; ölçü, tartı aletleri ve çeşitli kaplara ihtiyaç vardır.
Ek Beslenme Materyallerinin Nitelikleri
BALIN; temiz, kaliteli, kaynağı belli hastalıksız, koloni ve peteklerden alınan ve fermentasyona uğramamış özellikler taşımalıdır.
ŞEKER; arı beslemesinde rafine edilmiş; pancar ve kamıştan elde edilen şekerin kullanılması gerekmektedir. Çeşitli kimyasal maddelerle karıştırılmış, boyanmış, pekmez şekeri, kahve renkli şekerler ve lokum şekerleri gibi şeker türlerinin kullanılması sakıncalıdır.
Bu tür materyallerin kullanılması halinde arılarda bir takım sindirim bozukluklarına neden olur ve hastalıklarına yol açar.
POLEN; Nemsiz, taze, küflenmemiş, fermentasyona uğramamış, kaynağı bilinen ve hastalıksız kolonilerde alınan polen kullanılmalıdır. Polen yerine ikame maddeler olarak; yağsız soya unu ve yağsız süttozunun kulanım tarihlerine dikkat edilmelidir.
SU; suyun katılması gerekli yemlere, temiz ve kaynatılmış olması gerekmektedir.
Bu materyallerin özelliklerine riayet edilmediği taktirde, kolonilerde beslenme bozuklukları ve hastalıklara neden olur.
Beslenme Materyalinin Yapımı
Günümüzde en çok kullanılan beslenme materyalleri;
Kek,
Bal,
Şurup
( şeker) ile besleme
Kek`in Hazırlanması
Kolonilerin miktarı ve koloni ihtiyaçlarına göre kek malzemeleri hazırlanır.
Kek Yapımı Formülü;
3 kg bal +1 kg polen + 6 kg pudra şekeri
3 kg bal + 1 kg yağsız süttozu veya 1kg yağsız soya unu +6 kg pudra şekeri
3 kg bal +6 kg pudra şekeri

Yukarıdaki oranlarda hazırlanan malzemeler bir kaba bırakılır, iyice karıştırılır, temiz süzme balı 60 C. Geçmeyecek şekilde bir su dolu kap içerisinde ısıtılır ısısı 30C.ye gelince ( hastalık var ise ) ilaç katılır ve karışım üzerine dökülür, daha sonra elle veya mekanik olarak, ekmek hamuru kıvamına gelinceye kadar yoğrulur ve hazır hale geldiğinde kullanılmaya hazır hale gelir.
Kek Kullanımı Hangi Durumlarda Tercih Edilmelidir ?
-Anaarının yetiştirildiği dönemlerde.
-Açlık tehlikesiyle karşı karşıya gelindiğinde ve uçuşların müsait olmadığı dönemde
-Uzun süre kovan kontrolü yapılmayan dönemlerde ( tabiat koşulları)
-Arının suya ihtiyacının en az olduğu dönemlerde.
Kek 'in Kolonilerde Kullanımı
Düz pasta biçimine getirilen kek kare şeklinde yağlı kağıt üzerine yayılır. Daha sonra uzun vadede kullanılacaksa mumlum kağıda sarılır ve dondurulur. Kek kullanılırken kovan açılır. Doğrudan yavrulu çerçevelerin üzerine bastırılarak yerleştirilir. Kurumasını önlemek için kağıt yüzeyi üste gerilir, burada dikkat edilmesi gereken nokta kek in mutlaka arının en yakınına, kolayca ulaşabileceği yere konulması gerekir Kek, kovan içerisindeki çanta şurupluklarla da verilebilir, bu yöntem özellikle sıcak dönemlerde tercih edilmelidir.
İlkbahar Beslenmesi İçin Şurup Formülü
1- 4kg. bal+ 1kg şeker+ 3lt.
2- 1kg şeker+ 1lt su
3- 1kg şeker+ 1/2lt su
4- 1kg bal+ 1/2lt su

Sonbahar Beslemesinin Amacı
-Gıdanın yetersiz olduğu durumlarda ek gıda temini
-Ana arıyı yumurtlatmaya teşvik
Hastalıklarla mücadele ilaçlarının arıya kolayca verilmesi
-Kolonilerde gelişmeyi hızlandırmak
-Suni oğul elde etmek
-Arıyı geliştirip nektarın geldiği zamanlarda iyi ve çok bal elde etmek için
Beslenme
Beslenme Tarihinin Tespiti
İyi bir hasat yapılabilmesi için, yumurta petek gözüne bırakıldıktan sonra, 42 gün geçmesi gerekir. İlkbahar başlangıcından esas nektar akımı başlangıcına kadar olan zaman aralığında, arıların ister balları olsun isterse olmasın, uygun çevre şartlarında kendi doğal besin maddelerine uygun yemlerle beslenerek, hem açlıktan ölmeleri önlenir hem de kuvvetlendirilerek esas nektar akımına kuvvetli kadrolarla girmeleri sağlanır. Tarlacı işçi arı kadroları, çok kuvvetli olacağından doğadaki nektar ve polen kaynaklarından en ekonomik şekilde faydalanırlar. Nektar akımı mevsiminde, nektarı toplayan 21 günlük işçi arı sayısı ne kadar fazla olursa, kovana taşınan nektar o kadar fazla ve elde edilen bal o oranda yüksek olur. Böylece koloniler ; Kısa süreli nektar akımında yerlerine göre, daha fazla yararlanacaklarından yüksek verim sağlarlar.
Nektar akımının hangi tarihte başladığı deneyimli arılar tarafından bilinir. Beslemeye bu tarihten 5-6 hafta önce başlanırsa, Kolonilerin kuvvetli olarak nektar akımına girmeleri sağlanmış olur. Doğadaki nektar akımı bilinen tarihten 1-2 hafta erken veya geç başlayabilir. Bunun için, nektar başlangıcını kestirmek oldukça güçtür. Arıcılar mevsim başındaki şartları göz önünde tutarak, kendi özel kayıtlarını yöresel meteoroloji bültenleri ile karşılaştırarak, aşağı yukarı bir tarih belirleyebilir. Bu bilgilerin ışığı altında şu şekilde tarih tespit edebiliriz.
Bölgedeki esas nektar akımı döneminin haziranın son iki haftası ile Temmuz 'un ilk iki haftası olduğunu var sayalım. İşçi arı ömrünün son üç haftasında tarlacılık görevi yapabileceğine göre bir işçi arının nektar akımı devresinde en az bir hafta bal toplayabilmesinin mümkün olabilmesi için işçi arıyı meydana getirecek yumurtanın ana tarafından en geç 26 Mayıs 'ta ve en erken de 21 Nisan 'da petek gözüne konulması gerekir.
Böylece 21 Nisan 'da 26 Mayıs 'a kadar yumurtlayan yumurtalardan meydana gelecek işçi arılar, 1-4 haftalık bal akımı devresinde ergin tarlacı olarak görev yapabileceklerdir. 28 Nisan ve 12 Mayıs tarihleri arasında bırakılan gelişen işçi arılar esas bal akımı devresinde, aktif tarlacı olarak en fazla yararlanan arılar olacaklardır.
İlkbahar teşvik beslemesi, ister uygun çiçeklenme ve hava şartlarıyla olsun, isterse yapay olarak olsun, bu devrede üstün bir değer taşır. Bal üretimi sadece kolonideki 21 günlük işçi arı kadrosunun kuvvetli olmasına bağlı değildir. Ayrıca, Nektar ve polen kaynaklarının bolluğuna ve kalitesine ve devamlılığına, nektardaki şeker oranına, uygulanan tarım yöntemlerine, iklimin elverişli olmasına ve sonuç olarak arılıkta ve yörede bulaşıcı arı hastalıklarının bulunmamasına bağlıdır.
Sonbahar Beslemesinin Amacı :
Ana arıyı yumurtlamaya teşvik, Kolonileri, genç arı jenerasyononu ile kışlatmak Yeterli kış yiyeceği sağlamak , Kışı en az kayıpla atlatmak , Hastalıklarla mücadelede, ilaçları kolayca arıya vermek, Yukarda belirtilen oranlarda malzeme hazırlanır, su kaynatılır ve soğumaya bırakılır.
Su ılıyınca, şeker veya bal ilave edilir, eriyinceye kadar karıştırılır. Şurup kesinlikle kaynatılmamalı aksi halde arılarda sindirim bozukluklarına ve hastalıklara sebebiyet verir.
Hazırlanan şuruplar çeşitli araçlardan yararlanılarak kolonilere verir. Çanta şurupluklar (kabartılmış) peteklerde verilerek şuruplama yapılmaktadır. Şurup, kovan içerinde verildiği gibi dışarıda da verilir. En ideal beslenme biçimi ;iç besleme olarak akşamüstü yapılmalıdır.
Dışarıda yapılan besleme yağmacılık tehlikesini meydana getirir.
Kışlatmada Beslemesinin Önemi
Yeterli kışlık yiyecekle ( bal ve polen ) kışlatmamış kolonilerin anaarısı ne kadar genç ve yumurtlayıcı olurlarsa olsun, işçi arı kadrosu ne kadar kuvvetli ve genç işçi arılardan meydana gelirlerse gelsinler, kışı uzun ve ağır geçen yörelerde yiyecek yetersizliğinden ölecekleri kışı atlatsalar bile ilkbaharda büyük kayıplar vererek çok zayıf kalacakları, kadrolarını geliştirip hasat mevsimine kuvvetli giremeyecekleri unutulmamalıdır. "Yeterli kış yiyeceği ve iyi bir kışlatma koloni hayatının ve bal üretiminin sigortasıdır".
Arıcılıkta, hastalıklı kolonilere rastlanmış ise yapacağımız beslenme, uygulanacak hastalığın cinsine göre ilaçlar, şurupla veya kek ile koloniye aşağıdaki miktar ve dozlarda verilmiştir.
BESLEMENİN ARI SÜTÜNE ETKİSİ:
Arı ürünlerinden besin maddece zengin olan arı sütü, ilk kez 1623 yılında sadece anaarı için üretildiği belirlenmiştir. İngilizce'de arı sütüne krallara özgü salgı anlamına gelen " Gelatine Reale", daha sonra ise " Royal jelly" adı verilmiştir. ( IANNUZI,1990). Arı sütü 5 - 15 günlük yaştaki işçi arıların alt çene ( mandibular ) ve boğaz bezlerinin ( hypophryngeal ) salgılarından birisidir. Beyazımsı veya hafif sarımsı renkte, pelte kıvamında kendisine has kokuya ve yakıcı bir tada sahip olup anaarının ve genç larvaların beslenmesinde kullanılır. Anaarı, larva dönem başta olmak üzere hayatı boyunca sürekli olarak arı sütü ile beslenerek günde kendi ağırlığına eşit miktarda ortalama 1500-2000yumurta bırakmaktadır. Bu olay arı sütünün yoğun besleyici içeriği sayesinde gerçekleşmektedir. Koloni popilasyonunun gelişiminin ve buna bağlı olarak arı ürünlerinin üretiminin temelinde yatan ana arıdır. Anaarının verimliliğini belirleyen faktörlerinin en önemlisini anaarının beslenmesinde kullanılan arı sütü olduğu bilinen bir gerçektir.
Arı sütü yapısında %40.9-49.75 protein, %7.59-15.18 yağ, %3.34-2.34 mineral madde (P,Na, K, Ca ve Mg ), % 20.39 invert şekerler (fruktoz, glukoz), amino asitler, bazı vitaminler ( B, C, D ve E ),hormonlar ve % 2.84 bilinmeyen maddeler ( WITHERELL, 1984 ) ile seks salgı bezlerini harekete geçiren gonadotropik hormonlar bulunmaktadır. Ayrıca arı sütü, zayıflamış
organları, sinir hastalıklarını, kardiyovasküler yetersizlikleri ve bazı diğer hastalıkları iyileştirmek için kullanılmaktadır. ( YOIRISH,1977 )
Arı sütü konusunda gelişmiş ülkelerde yapılan bilisel çalışmalar yüz yıl öncesine dayanmaktadır. Ancak arı sütünün üretimi ve kullanımı konusundaki çalışmalar son 50 yılda önem kazanmıştır. Dünyada arı sütü üretiminde söz sahibi olan ülkelerden biri olan Çin'de 1993 yılında 1000 ton arı sütü üretimi gerçekleştirilmiştir. Ayrıca bugün arı sütü Çin'de baldan sonra en önemli ikinci ana ürün olmuştur ( SHIBI, 1993 ).
Arı sütü insan sağlığı açısından birçok hastalıkların tedavisinde kullanılmasının yanında kozmetik sektöründe de geniş kullanım alanı bulmaktadır. Bu nedenle son yıllarda ülkemizde de arı sütüne olan talep gittikçe artmıştır. Ancak ülkenizde arı sütünün üretim, kalite ve işlenmesi konusunda günümüze kadar çok az sayıda çalışma yapılmıştır. ( BERKANT ve TUĞLULAR,1970; KARAALİ ve Ark., 1988;ARSLBAYRAKTAR,1995 ).Kaynak geocities.

ZİYARET

Yalçın hocam ve arkadaşları yeşil vizemizi ve bizleri ziyaret ettiler sağ olsunlar zaman kısıtlı olduğu için azda olsa sohbet etme imkânı bulduk bilgilerinden yararlanma fırsatı bulduk.







4.03.2007

BAHAR GELDİ İNŞALLAH

Arılar ful yavruya girmişler dilerimki havalar böyle gider Hertaraf çiçeklerle dolu
Bahar geldi İNŞALLAH diyelim

25.02.2007

OĞUL NEDİR ENGELLEME VE YAKALAMA YÖNTEMLERİ

OĞUL NEDİR?Koloni olarak yaşayan arılar yine koloniler şeklinde bölünerek çoğalır. Bu bölünme bir kısım arının, ana arıyla birlikte kovanı terk etmesiyle oluşur. Koloninin bu şekilde bölünmesine oğul çıkarma denir. Kovanı terk eden yeni koloni ise oğul arısı şeklinde isimlendirilir. Oğul mevsimi arıcının arılıkta en yoğun çalıştığı dönemlerden birisidir. Bu süre içinde kovanların kontrolü iyi yapılmalı ve günün belirli saatlerinde muhakkak arılıkta bulunmaya dikkat edilmelidir.İlkbaharda süratle çoğalan ve artık kovana sığamayan arı kolonisi oğul çıkarma hazırlıklarına başlar. Özellikle bal kaynaklarının çok olduğu ve mevsimin de müsait olduğu senelerde bu olay çok sık görülür. Oğul mevsimi genelde Mayıs ayının başından Haziran ayının ortalarına kadar devam eder. Bu dönemin başlangıcı ile bitişi iklim, hava ve coğrafi şartlara göre değişir. Nektar akımının doruğa çıktığı büyük bal toplama mevsiminin başlamasıyla oğul mevsimi de sona ermiş olur.Koloninin oğul çıkarma hazırlığına başladığının en önemli işareti kuluçkalık çerçeveleri üzerinde görülen ana arı memeleridir. Normalde her kovanda bir tane ana arı bulunur ve bu ana arı başka bir ana arı ile karşılaştığında aralarında ölümüne bir savaş başlar. Kovandaki ana arı, işçi arılar tarafından yapılan yeni ana memelerine bile tahammül edemez ve tahrip etmeye çalışır. Ama oğul mevsiminde işçi arılar yeni ana arı üretmek için peteklerin alt kısımlarında, yüksük şeklinde ana arı hücreleri yaparlar ve ana arının bu hücreleri tahrip etmesini engellerler.
Buna sinirlenen eski ana arı yumurtlamayı ve beslenmeyi bırakır. Zayıflayarak uçmaya hazır hale gelir. Havanın müsait olduğu bir gün yanına bir kısım işçi arıyı da alarak kovanı terk eder. Ana arı çevrede müsait bir ağaç dalına konar. Kendisini takip eden diğer arılar da üst üste konarak küme şeklinde bir salkım oluşturur. Salkım şeklindeki oğul arısı arıcı tarafından usulüne uygun şekilde alınarak yeni bir kovana konur.
Mevsimin müsait olduğu zamanlarda ikinci, üçüncü, hatta altıncıya kadar oğul çıkabilir. Fakat çıkan her oğul kovan nüfusunun azalması ve kovanın gücünü yitirmesi anlamına gelir. Bal verimini yüksek tutmak isteyen arıcı doğal oğul çıkışını engellemek zorundadır. Hiç değilse ilk oğuldan sonra çıkan oğullara izin vermemek gerekir. Çünkü oğul sayısı arttıkça, çıkan oğulların nüfusu azalır. En son çıkan oğullar çoğunlukla kendilerine kışın yetecek besin ve nüfus sayısına ulaşamazlar. Arıcının bu kovanlara bakması gerekir. İlk çıkan oğulun anası çiftleşmiş olduğu için döllüdür ve hemen yumurtlamaya başlar. Fakat daha sonra çıkan oğulların genç anaları çiftleşmedikleri için, doğumlarından 5 ya da 6 gün sonra döllenme uçuşuna çıkarlar.
OĞUL YAKALAMA Her ne kadar kovandan doğal oğul çıkması modern arıcılık tekniklerine aykırı olsa da, zaman zaman çeşitli nedenlerle doğal oğul çıkışı engellenemez. Oğul genellikle saat 9–12 arasında çıkar. Yazın sıcak günlerinde daha geç saatlerde çıktığı da görülür. Kovandan çıkan ilk oğullar anaları yaşlı olduğu için uzağa uçamaz, bu yüzden nispeten arılığın yakınına ve alçak yerlere konarlar. İkinci, üçüncü ve daha sonraki oğullar ise anaları genç olduğu için daha uzaklara uçma ve yükseğe konma eğilimindedirler. Hatta bazen bu oğullar hiç konmayarak doğrudan yeni yuvalarına doğru uçabilirler. Oğul çıkmaya başladığında arıların konmasını sağlamak için çeşitli yöntemler uygulanır. Teneke çalmak, iki taşı birbirine vurmak, arıların üzerine toprak atmak gibi. Bu yöntemlerin doğru olduğunu savunanlar olduğu gibi sakıncalı olduğunu iddia edenler de vardır. Bizim de uygulayıp başarılı sonuç aldığımız yöntem, çıkan arıların üzerine su serpmektir. Süpürgeyle ya da başka bir yöntemle üzerine su serpilen arılar yağmur yağdığını zannederek, kısa zamanda toplanmaya başlarlar.Çıkan arı eğer kümelenmek için bir yer bulamazsa uzaklara uçar gider. Bunu engellemek için eğer arılık ve çevresinde ağaç yoksa önlem olarak yere ağaç dalları dikmek gerekir. Oğul kümesinin alçak ve daha rahat alınabilir yerlere konmasını sağlamak için, konmasını istediğimiz yere oğul otu (melisa) ya da piyasadan alacağımız oğul kokularından sürmek faydalıdır. Oğul koymayı düşündüğümüz kovanı daha önceden hazırlamak gerekir. Arı kolonisinin sağlıklı olarak yaşayabileceği özelliklere sahip kovana temel petek takılmış çerçeveler konur. Eğer mümkünse 1-2 çerçevenin kabarmış petek olması çok iyi olur. Çerçeveler arasında 2 cm boşluk bırakılır. Bu kabarmış peteklere bal ya da şeker şerbeti sürülürse, arının kovana girmesi ve orayı yuva olarak kabul etmesi daha kolay olur. Eğer mümkün değilse oğul kokusu sürülmüş bir parça pamuk kovan içine bırakılır. Oğul çıkıp bir yere konduktan sonra zaman geçirmeden, kovana alma çalışmalarına başlamak gerekir. Çünkü belli bir zaman yerinden alınmayan arılar yeni yuvalarına doğru uçarak giderler. Oğulun konduğu yer çok güneş altıysa muhakkak üzerine temiz bir bez örtülerek gölge yapmak gerekir.Oğulun konduğu yer alçaksa kovan doğrudan arıların yanına götürülür, arılarla kovan arasına bir bez serilir, arka taraftan duman verilerek arıların bez üzerinden yürüyerek kovana girmeleri sağlanır. Arıları yönlendirmeyi kolaylaştırmak için bir kaz tüyü ya da arıcı fırçasıyla arılar kovana doğru hafifçe süpürülür. Kovandaki balın ya da balmumunun kokusunu alan arılar bir sürü gibi kovana girmeye başlarlar. Arılar bir kaç metre yükseklikte bir yere konmuşsa, yere genişçe bir bez serilir. Kovan sehpa ya da iskele gibi bir yüksekliğin üzerine konularak arıların altına getirilir. Ya da mümkünse bir kişi kovanı kaldırarak tutar. Dal sert bir silkelenir ve arıların toplu bir şekilde kovanın içine düşmeleri sağlanır.Kovan yere, bezin üzerine konur ve havada uçuşan diğer arıların da kovana girmesi beklenir. Ana arı kovana girince diğer arılar hiç nazlanmadan yeni yuvalarına girerler. Arıcı kovan etrafındaki arıların hareketlerini takip ederek ana arının girip girmediğini anlayabilir. Eğer arılar tekrar sürü halinde dalda kümelenmeye başlıyorsa buradan ana arının kovanda olmadığı anlaşılır. Bir de ana arı kovana girince, kovan etrafındaki arılar iğnelerini gökyüzüne doğru çevirip kanat çırparak vızıldamaya başlarlar. Havada uçuşan arılar bu hareketi görünce kovana girmeye başlarlar. Oğulun konduğu yer yüksekte bir ağaç dalı ise, sakıncası yoksa arıları sarsmadan dal yavaşça kesilir. Kovanın önüne genişçe bir bez serilir, bezin bir kenarı kovan giriş tahtasının üzerine doğru konur. Dal yavaşça bezin üzerine silkinir ve bezin üzerine bırakılır. Arılar sürü şeklinde kovana girmeye başlarlar.
Dal kesilemeyecek şekildeyse, uzunca bir sırığın ucuna bir teneke ya da oğul torbası bağlanır. Tenekenin içine bir parça ballı petek yerleştirilir. Teneke uzatılarak arıların altına getirilir, başka bir sırığın yardımıyla ya da merdivenle ağaca çıkarak, dal kuvvetlice silkinir. Teneke veya oğul torbası aşağı indirilerek kovana boşaltılır. Arıların hepsi alınamadıysa bu hareket bir kaç kere tekrarlanır. Anaarının kovana girdiği anlaşılınca kovanın üzeri kapatılır.
Bir başka pratik oğul yakalama yöntemi ise şudur: Eski bir sapsız sepet oğulun üzerine dikkatlice konur, alttan yavaş yavaş duman verilir. Arılar genellikle kapalı ve karanlık yerlere girme eğiliminde olduklarından üstlerine konmuş olan sepetin içinde toplanırlar. Bütün arılar sepete girdikten sonra fazla sarsmamaya dikkat edilerek, sepetin üzeri kapatılır ve arılar yeni kovanlarına konur. Bu yöntem özellikle arılıktan çok uzak mesafeye konmuş olan oğulları yakalayıp geri getirmek için pratiktir.Arılar kovandan oğula çıkarken kursaklarını balla doldururlar, bu yüzden oğul arıları sakindir ve kolay kolay sokmaz. Bu sayede arıcı rahat rahat çalışabilir. Oğul yerleştirilen kovan daimi yerine konur ve mümkünse üzeri örtülerek serin kalması sağlanır. Ertesi gün çıtaların arası normal durumlarına getirilir. Arıların zapt etmediği çerçeveler alınarak kovan bölme tahtasıyla bölünür.
OĞUL ENGELLEME YÖNTEMLERİ Bir arı kolonisinin oğul çıkarma arzusunun nedenleri bilinirse, bunu engellemenin yöntemleri de kendiliğinden ortaya çıkar. Bu nedenler kısaca şunlardır:
1) Arı nüfusu kovan içinde çok sıkıştığı zaman oğul çıkararak bu sıkışıklıktan kurtulmak ister. İçerideki sıkışıklığın en büyük göstergesi ise özellikle günün sıcak saatlerinde arıların uçma tahtasının üzerinden aşağıya salkımlar oluşturarak sarkmalarıdır. Bu o kovanın oğul çıkarma eğiliminin ilk işaretidir.
2) Kovan içi havalandırma çok iyi değilse ya da kovan kızgın güneş altında bulunuyorsa arılar içeride bunalır ve oğul çıkarma eğilimine girer.
3) Ana arının yumurtlama alanlarının bitmesi. Ana arı petekler üzerinde yumurtlayacak boş hücre bulamıyorsa kovan yine oğul eğilimine girer.
4) Oğul çıkarma eğilimi o arı ırkının kalıtımsal bir özelliği olabilir. Bu tür bir özelliği olan arı ırkı kolayca oğul çıkarma eğilimine girer.Arı kolonisinin oğul çıkarma eğilimini engellemek için alınması gerekli önlemler ise şunlardır:
1) İlkbaharda hızlı kuluçka faaliyeti sonucunda nüfus iyice arttığı için, arılar kuluçkalıkta sıkışmadan ballıkların konulması gerekir.
2) Havaların iyice ısınmasıyla birlikte arıların kovana rahatça girip çıkmalarını sağlamak ve kovan içi havalandırmaya yardımcı olmak için, kovan giriş delikleri sonuna kadar açık hale getirilir. Kovan kızgın güneş altında bırakılmaz gölge altına koymak mümkün değilse, üzeri dal, çalı, ot vesaire ile örtülür.
3) Çok hızlı gelişen ve oğul çıkarma eğilimine gireceği anlaşılan kovanlardan kapalı gözlü yavrulu çerçevelerden alınarak zayıf kovanlara verilir, böylece koloninin çok hızlı gelişmesi yavaşlatılmış olur.
4) Ana arıya yumurtlayacak boş alan sağlanır. Eğer kuluçkalıktaki çerçeveler aşırı yavru ya da aşırı bal depolama yüzünden bloke olmuşsa, bunlar alınarak yerine boş çerçeveler konur. Böylece ana arının rahatlıkla yumurtalarını bırakacağı alanlar sağlanmış olur. Eğer çerçeveler bal yüzünden bloke olmuşsa, bunların yerine kabartılmış petekli çerçeve koymamak gerekir. Çünkü arılar bu çerçeveleri de hemen bal ile doldurarak ana arının yumurtlamasına imkan vermezler. Kılavuz petekli çerçeve takılırsa, petekler kabartıldıkça ana arı yumurtasını koyma imkanı bulur.Ana arıya bol yumurtlama alanı açmak için kuluçkalıktaki üzeri sırlanmış yavru gözlü çerçevelerden 4–5 tanesi alınarak yerine kılavuz petek takılmış çerçeve konur. Yavrulu petekler ise ballığın ortasına yerleştirilir. Böylece kuluçkalıkta ana arıya yumurtlayacak geniş bir alan yaratılmış olur. Eğer kuluçkalıkla ballık arasına ana ızgarası konursa ana arı üst kata çıkıp yumurtlayamayacağı için, kapalı gözlerden yavrular çıkmaya başladıktan sonra arılar üst kattaki boş peteklere hemen bal doldurmaya başlar.
5) Kuluçkalıktaki çerçeveler haftada bir kontrol edilerek varsa ana arı yüksükleri imha edilir. Ana arı yüksüklerinin yapılmış olması kovanın illaki oğul çıkaracağı anlamına gelmez. Bu yüzden içinde yumurta bulunmayan hücreleri bozmak için zaman harcanmamalıdır. Eğer bu yüksüklerin içine yumurta ve arı sütü bırakılmışsa bu oğul hazırlığının en önemli işaretidir.Bu yüksükleri imha ederken dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan birisi de, kapalı olup olmadıklarıdır. Henüz kapatılmamış üzeri açık olan yüksükler rahatlıkla imha edilebilir. Fakat eğer kapalı ana arı yüksüğü varsa bu o kovanın oğul çıkardığı anlamına gelir. Bu yüzden bütün yüksükleri imha etmek o kovanı ana arısız bırakmak demektir. Kapalı yüksükler görüldüğünde bunlardan 1-2 tanesini seçerek bozmadan bırakmak gerekir. İri, gösterişli ve üzeri pütürlü olan ana memeleri tercih edilmelidir.
Oğul vermek amacıyla yapılan ana arı yüksüklerinin sayısı genelde 10–15 kadardır. Ana arıyı değiştirmek için yapılan yüksükler ise 2–4 tane civarındadır. Oğul için yapılan yüksükler, ana arıdan gizlemek için çerçevelerin dip taraflarında, gizli köşelerinde bulunur. Ana arıyı değiştirme amacıyla yapılan yüksükler ise çerçevenin ortasında, kuluçkanın bol olduğu alanlarda yer alır.
İlk çıkan oğulun hangi kovandan çıktığı görüldüyse, diğer oğulları engellemenin en pratik bir yolu da şudur: Ana kovan yerinden kaldırılıp arılıkta başka bir yere taşınarak, oğul arısı ana kovanın yerine konur. Böylece dışarıdaki tarlacı arılar da oğul kovana dâhil olarak koloniyi çok güçlü bir hale getirirler. Tarlacı arılarını kaybettiği için nüfusu iyice azalan ana kovan ise oğul çıkarmaktan vazgeçer.
6) Bazı arılar ırk özelliklerinden dolayı oğul çıkarmaya daha kolay eğilim gösterirler. Bu yüzden oğul eğilimi daha düşük olan ırklarla çalışmak gerekir. Her arıcı kendi arılığındaki oğul çıkarma eğilimi düşük olan kovanları belirlemeli ve bu kovanlardan ürettiği ana arıları diğer kovanlara vererek, kendi arılarının oğul çıkarma eğilimini en düşük seviyeye getirmelidir. Oğul çıkarma eğilimi yüksek kovanların ana arıları ve erkek arıları fırsat buldukça imha edilmelidir.
7) Hızla gelişen kolonilerden suni oğul almak doğal oğul çıkışını engelleyen en önemli uygulamalardan bir tanesidir.
SUNİ OĞUL ALMA Oğul mevsimi yaklaştığında, doğal oğul çıkışını beklemeden arıcı tarafından alınan oğula suni oğul denir. Suni oğul iki nedenden dolayı alınır. Birincisi büyük oğul mevsiminde hızla gelişen kovanın gelişme hızını azaltarak doğal oğulun çıkışını engellemek için. İkincisi ise kovan sayısını artırmak için. Sebebi ne olursa olsun, suni oğullar iyi huylu, çalışkan, sokucu olmayan, kolayca oğula meyletmeyen ve diğer üstün niteliklere sahip kovanlardan alınmalıdır. Suni oğulun doğal oğula göre en büyük avantajı, oğul alma zamanına arıcının kendisinin karar vermesidir. Doğal çıkan oğul arısının zamanı önceden kestirilemez ve bazen arıcı arılıkta değilse bu arı kaçar gider. Ya da çok yüksek bir yere konan doğal oğulu almak için saatlerce uğraşmak gerekebilir. Suni oğulu artık soğukların bittiği ve doğal oğul mevsimine yaklaşık 15–20 gün kaldığı zamanlarda alırsak en verimli sonucu elde ederiz. Suni oğul alınmış kovanların beslenmesine özel bir önem vermek gerekir. Genel olarak suni oğul alma uygulamasında iki ana yöntem vardır:
1) Bölme Oğul: Bölme oğulda bir arı kovanın gücü ikiye bölünür. Oğul mevsiminin yaklaştığı günlerde üstün ırk özelliklerine sahip olan ve kuluçkalığı iyice dolmuş bir kovandan suni oğul alımına gidilir. Sıcak bir günde ikindiye doğru kovan açılarak, yavrulu, ballı ve polenli çerçevelerden 4–5 tanesi oğul olarak bölünecek kovana arılarıyla birlikte konur. Bu şekilde suni oğul alındığı zaman ana arı ya ana kovanda, ya da oğul olarak ayrılan kovanda kalır. Bu sırada arıcının ananın hangi kovanda kaldığına dikkat etmesi ve anasız kalan kovanın bir an önce anaya kavuşturulması çalışmalarına başlaması gerekir. Anasız olan kovan eğer uygun yumurta ve larvalar varsa kısa zamanda ana memelerini yaparak yeni anaya sahip olur. Eğer elde varsa yedek ana arı verilebilir ya da başka bir kovandan ana arı memesi kesilerek anasız kovana verilebilir. İyi beslenirse bölünen her iki kovan da kısa zamanda gelişir.
2) Devşirme Oğul: Bu uygulama da ise birden fazla kovandan alınan arı ve peteklerle yeni bir kovan yapılır. Bu yöntemin avantajı az sayıda çerçeve alındığı için anaç kovanı zayıflatmayışıdır. Devşirme oğul iki veya daha fazla sayıdaki kovandan alınabilir. Çeşitli yöntemlerle devşirme oğul alınabilir:
a) İki veya daha fazla kovandan birer ikişer ballı, polenli, yavrulu ve arılı çerçeveler alınarak boş bir kovana konur. Arı birleştirme esansı kullanılarak arıların kavga etmeleri önlenir. Bu uygulamada ana arının ana kovanda kalmasına dikkat etmek gerekir. Yeni kovana bilinen usullerle yeni ana arı verilir.
b) Bir kovandan 4-5 yavrulu petek alınır fakat üzerindeki arılar silkinir. Petekler boş bir kovana yerleştirilir. İkinci ana kovan başka bir yere götürülür ve onun yerine içine petekleri koyduğumuz yeni kovan konur. Böylece anaç kovanın dışarıda çalışmaya giden arıları yeni kovanda çalışmaya başlarlar. Bu yöntemde ana arının yanlışlıkla oğula verilmesi ihtimali yoktur. Bu yöntemde yavrular bir kovandan, arılar başka bir kovandan alınmış olur. Bilinen yöntemlerle kısa sürede ana arı vermek gerekir.
c) Boş kovana suni petek takılmış çerçeveler konur. Anaç kovan yerinden kaldırılır ve yerine boş kovan konur. 4-5 çerçeve arı ana arıyla birlikte yeni kovana silkinir. Yer değiştirildiği için ana kovanın dışarıdaki işçi arıları da oğul kovana tabi olurlar. Ana kovana kısa sürede ana arı verilir ayrıca oğul arıyı da güzelce beslemek gerekir.